KÖYLER

Koruçam

KORUÇAM : MARONİT KÖYÜ
(KORMACİT – KORMAKITI – KORMAKİTİS)

Girne’nin 34 km batısında bulunan bir Maronit köyüdür. Köye iki değişik yol izlenerek gidilebilir. Köyün denize olan uzaklığı; kuzeyde 2 km,  batıdaki Güzelyurt (Omorfo) Körfezi’ne ise 5 km’dir. 2011 nüfus sayımı verilerine göre köyün nüfusu 309’dur.

Köyün adının kaynağı ile ilgili üç değişik söylenti vardır. Birinci söylentiye göre köyün adı “Koura” kelimesinden türemiştir . Koura , Lübnan’da bulunan bir köyün adıdır ve Kormacit köyünü kuranların bu köyden göç ettikleri söylenmektedir. İkinci söylentiye göre İ.Ö. VIII. yüzyılda ticaretle uğraşan Fenikeliler Lübnan’dan Kıbrıs’a gelmişler ve adanın kuzeybatısında, “Kormia” adlı bir ticaret kasabası kurmuşlardır. Tarihçiler bu kasabanın bugünkü Sadrazamköy (Livera) köyü yakınında olduğunu ileri sürmektedirler. Üçüncü söylenti V. yüzyılda yaşamış olan St.Barnabas’ın otobiografisinde ,  Livera köyünün yakınında “Krommiakitis” mevkiinin  bulunduğunu ve bu bölgenin antik bir devlet olan Kermia’nın hudutları içerisinde olduğunu yazmaktadır. Bu tarihçiler köyün adının “Krommiakitis” kelimesinden geldiğini ve St.Barnabas’ın bu köyü ziyaret ettiğine inandıklarını  belirmektedirler.

Köyün en önemli özelliği ,  bölgenin en çok yağış alan köyü oluşudur. Bu nedenle köyde tahıl ekildiği gibi , sulu tarım da yapılmaktadır. Köyde hayvancılık da gelişmiştir ve bölgenin diğer köylerine göre oldukça ileri durumdadır. Köy arazilerinde, çok sayıda zeytin ve harup ağacı da bulunmaktadır.

KÖYÜN TARİHİ YERLERİ

Sadrazam

SADRAZAMKÖY (LIVERA – LIVERAS)

Köy ; Girne’nin batısında , Koruçam (Kormacit)  Yarımadası   kuzeybatı sahil yolu üzerinde , Kormacit Burnu’na çok yakın bir yerde kurulmuştur. Girne’den uzaklığı  40  kilometredir . Doğuda Kayalar (Orga)  ve güneydoğuda Koruçam (Kormacit) köyleri ile komşudur. Kuzeyi ve batısı denizdir . Kıbrıs adasının kuzeybatıdaki son noktası olan Kormacit Burnu’nun köyden uzaklığı   1.5 – 2 km’dir. Köy topraklarının büyük bir bölümünü , batısındaki Güzelyurt (Omorfo) Körfezi sahilleri  oluşturur.

1974’ten önce nüfusunun tamamını Rumların oluşturduğu köyün orjinal  adı olan “Liveras”ın nereden geldiği bilinmemektedir . Her ne kadar Rum araştırmacı N. Klerides bu ismin önceleri “Liviera”, daha sonra “Livieros” ve son olarak “Liveras” şeklinde kullanıldığını ve bu ismin Lüzinyan döneminden kalma olduğunu belirtse de, köyün adına hiçbir Orta Çağ haritasında rastlanılmaz. 1974’ten sonra köy adları Türkçeleştirilirken köye “Sadrazamköy” adı verilmiştir.

Köy denize çok yakın bir düzlük üzerinde kuruludur. Güneye doğru yükselti artar. Güneyi ormanlıktır ve “Kormacit Ormanı” adıyla bilinen araziler , orman ağaçları ve  maki bitki topluluğu ile kaplıdır. 20 Temmuz 1974’ten sonra köye Türkiye’nin Araklı-Trabzon yöresinden göç eden aileler yerleştirilmiştir. Köylünün başlıca gelir kaynakları hayvancılık , kuru ziraat , sulanabilen yerlerde sebzecilik ve bölgedeki zeytin ile harup ağaçlarıdır.

1996 yılındaki nüfus sayımında köyde 145 kişinin yaşadığı saptanmıştır. 2006 sayımında köy nüfusu 166, 2011 yılında ise 170 olmuştur.

KÖYÜN TARİHİ YERLERİ

KONSTANTİN (ST.CONSTANTINE) VE 
AGIA ELENİ (ST.HELENA) KİLİSESİ

Köyün ana kilisesidir. Bizans imparatoru Konstantin ve annesi Eleni (Helena)’ye adanan kilise ; antik bir yerleşim alanı  üzerinde  1894 yılında inşa edilmiş,  inşasında çamur ve tuğla kullanılmıştır. Kilisenin 1974’ten önce onarım gördüğü ve bu sırada orijinal özelliklerini kaybettiği sanılmaktadır. Camiye çevrilirken ana yapıda hiçbir değişiklik yapılmamış , sadece çan kulesine hoparlör takılmış ve kilise avlusunun kuzeybatı köşesine , camiye gelenlerin  abdest alabilmesi için üç çeşmeli , beton bir sebil yapılmıştır.

GÖZETLEME KULESİ

Köyün kuzeyinde , Kormacit Burnu yakınında kare şeklinde inşa edilmiş eski bir yapının kalıntıları bulunuyordu.Bu yıkık yapının Ortaçağ’da veya Venedik döneminde gözetleme kulesi olarak inşa edildiği ileri sürülmektedir. Köyün 8 km  güneybatısında , büyük bir kısmı deniz kenarında, iki veya üç tanesi de denizin içerisinde olan çok sayıda sütunlar bulunmaktadır.

Kayalar

KAYALAR (ORGA)

Girne’nin 30 km batısında, Koruçam (Kormacit) Yarımadası’nın kuzeyindedir. Evleri dağ yamaçlarında olduğu için sokakları dar ve inişli yokuşludur .
Köyün adına Ortaçağ haritalarında ve Osmanlı kayıtlarında rastlanılmadığına göre yeni bir yerleşim yeridir. Kıbrıslı Rum araştırmacı N.Klerides’e göre köyün adı , köye ilk yerleşen “Olga” isimli bir kadından gelmektedir. “Olga” ismi zamanla halk dilinde değişerek “Orga”ya dönüşmüştür.

Fiziki yapısı nedeniyle köyün ekilebilecek arazisi çok azdır. Köylünün geçim kaynakları tahıl ekimi ile dağlık arazide bulunan zeytin ve harup ağaçlarıdır.
20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’ndan sonra Rumların terk ettiği köyün adı “Kayalar” olarak Türkçeleştirilmiş ve köye Türkiye’den gelen göçmenler yerleştirilmiştir. Köylerin idari yönden belediyelere bağlanması yasası kabul edildikten sonra Kayalar köyü Lapta Belediyesi’ne bağlanmıştır. 2011 nüfus sayımı verilerine göre nüfusu 234’tür.

KÖYÜN TARİHİ  ESERLERİ

AGİOS GEORGİOS KİLİSESİ

Köyün tek kilisesi Agios Georgios’a adanmıştır. Oldukça yeni bir yapıdır . Köy içerisinde,  bir tepenin yamacındaki düzlükte kurulmuştur .Günümüzde cami olarak kullanıldığından , namaza gelenlerin abdest alabilmeleri için batısına çok çeşmeli bir sebil yapılmıştır.

KORNOS KOYU VE  AGIOS GEORGIOS (SAINT GEORGE) ŞAPELİ

Maronitler için kutsal kabul edilen bu şapel Aziz George’a adanmıştır ve  Kayalar köyünün 5 km batısında, deniz kenarında , Kornos (Cornos) mevkii diye bilinen koydadır. Orijinal şapel 1852 yılında inşa edilmiştir. Bugün var olan şapel oldukça yenidir ve büyük bir olasılıkla eski şapelin yerine inşa edilmiştir.  2009  yılında restore edilip boyanan şapelin modern bir görünüşü vardır. Her yıl 3 Kasım günü KKTC’de ve Güney Kıbrıs’ta  yaşayan Maronitler bu şapelin bulunduğu koyda dini tören yapmaktadırlar.GALUSA (GALOUSAS) MAĞARASI
Kayalar ile Sadrazamköy köy arasında, Kornos koyunun karşısındaki sarp tepenin kuzeydoğusunda , zirveye yakın bir yerdedir. Çevredeki köylerin  halkı tarafından kutsal sayılır ve doğum yapmış , fakat sütü kesilmiş Türk , Rum ve Maronit kadınlar tarafından şifa bulmak amacıyla ziyaret edilirdi.

Geçitköy

GEÇİTKÖY (PANAGRA – PANAĞRA)

Girne  kıyı ovasının batısındaki son köydür. Girne – Güzelyurt anayolu üzerinde bulunan köyün Girne’den uzaklığı 25 kilometredir. Köy , Panağra Geçiti’nin üzerindeki hafif engebeli bir düzlük üzerinde kuruludur . Arazisi ;  Beşparmak Dağları’nın güney yamaçlarından doğan ,  dağlık bölgeyi yarıp kuzeye yönelen ,  Parnet Deresi ile birleşerek Panağra deltasını oluşturan ve köyün kuzeyinde denize dökülen Panağra (Paleomilos) Deresi ile parçalanmıştır . Bu derenin geçtiği vadide 1989 yılında tamamlanan 1.800.000 m3 su kapasiteli Geçitköy – Dağdere  Göleti inşa edilmiştir . 2004 yılında Türkiye Cumhuriyeti tarafından Mersin’in Anamur ilçesindeki Kocaçay üzerinde yaptırılacak Alaköprü Barajı’ndan “KKTC’ne Boruyla Su Götürme” amaçlı bir proje başlatılmıştır. Projenin tamamlanması ile barajdan düzenli çekim ile saniyede 2.38 m3 , yılda da 75.000.000 m3  suyun Geçitköy Barajı’na aktarılması ve dağıtımının buradan yapılması planlanmaktadır.

20 Temmuz 1974’ten sonra köy isimleri Türkçeleştirilirken köyün adı değiştirilmiş ve Girne-Güzelyurt arasındaki geçitte yer alması nedeniyle “Geçitköy” olarak isimlendirilmiştir. Küçük bir köy olan Geçitköy’ün, 2011 yılında yapılan nüfus sayımına göre nüfusu 220 olarak saptanmıştır.

AGIOS ANDREAS (APOSTOLOS ANDREAS – AYANDREYA) KİLİSESİ

Köyün tek kilisesidir. Özellikli olmayan bu kilise  Apostol Andreas’a adanmıştır. Kesin inşa tarihi bilinmemektedir. Fakat oldukça yeni bir yapı olduğu kesindir. 1974’ten sonra , yapıda hiçbir değişiklik yapılmadan cami olarak kullanılmaya başlanmıştır. Camiye , “Şehit Allahverdi Kılıç Camisi” adı verilmiştir.

Karşıyaka

KARŞIYAKA
(VASİLYA- VASILEIA – VASILIA)

Girne’nin 18 km batısında , dağınık yerleşim şekline sahip bir köydür.    2000’li yılların başına kadar köylünün en önemli geçim kaynağı limon bahçeleriydi . Girne ilçesinin tümünde 2003-2004 yıllarında başlayan inşaat patlaması Karşıyaka köyününde  de gerçekleşmiş ve bölgede çok sayıda lüks villalar, toplu konutlar , oteller ve tatil köyleri inşa edilmiştir. Günümüzde köyde yaşayanların bir kısmı Girne’de işçi , memur veya esnaf  olarak çalışmaktadır. Köyün güneyi çam ormanları ile kaplıdır. Kıyı ovası üzerindeki  boş kalan araziler ise tarım arazisi olarak kullanılmakta  ve sulanabilen bölgelerde sebze yetiştirilmektedir . Sulanamayan bölgelerde bulunan zeytin ve harup ağaçları da köylüye iyi bir gelir olmaktadır. Küçük çapta yapılan hayvancılık da köylünün önemli uğraşları arasındadır.
2004’te başlayan inşaat patlamasından sonra Karşıyaka’nın nüfusunda büyük çapta artış oldu.  Çok sayıda  yabancı da ev  satın alıp köye yerleşti. 2006’da yapılan nüfus  sayımında köy nüfusu 2110, 2011 yılında yapılan sayımda ise ………… olarak saptanmıştır. Bakanlar Kurulu’nun köylerin belediyelere bağlanması ile ilgili aldığı karardan sonra Karşıyaka Lapta Belediyesi’ne bağlanmıştır.

Köyün orjinal adı olan “Vasilya”, Yunanca “kral” anlamına gelen “vasilias” kelimesinden türemiştir. 1958-59 yılları arasında köy isimleri  Türkçeleştirilirken  Vasilya’nın adı “Karşıyaka” olmuştu.

KÖYÜN TARİHİ YERLERİ

Lapta

LAPTA (LAPITHOS – LAPETHOS)

Girne’nin 14 km batısında , Girne sıra dağlarının  1024 metre yüksekliği ile en yüksek tepesi olan Servili Tepe (Selvili Tepe – Kyparissovounos)’nin kuzeyinde ve  Girne – Güzelyurt anayolu üzerinde yeralan büyük bir yerleşim yeridir. Dağ yamaçlarından  sahile kadar yayılmış olan Lapta’nın yüzölçümü 18.3 km2 dir. Tarih boyunca Lapathos , Lapethia , Lapethos , Lapida , Lapitho , Lapithos , Lapthia , Lambousa , Imeroessa ve Lapithea adları ile anıldı. Lapta, deniz ve dağ arasına amfitiyatro şeklinde kuruludur. Deniz düzeyinden ortalama yüksekliği 250 metredir. Batısında Karşıyaka (Vasilya- Vasileia) ve  doğusunda Alsancak (Karava – Karavas) ile komşudur. Lapta ;  fiziki konumu, yemyeşil dağları, gür bitki örtüsü, ılıman iklimi  ve bol suyu ile Kıbrıs’ın en güzel yerleşim yerlerinden biridir.
1974’ten önce Lapta;  Kıbrıs standartlarında büyük bir yerleşim yeri olması ve  nüfusunun fazla oluşu  nedenleriyle yedi ayrı bölgeye (semt – muhtarlık) ayrılmıştı. Rumların yaşadığı 6 bölgenin idari sınırları ,  o mahallerdeki kiliselerin varlığı temel alınarak saptanmıştı  ve o bölgeler Rumca “kilise bölgesi” anlamına gelen “enoria” adıyla söylenmekteydi. Yedinci bölge ise Türklerin yaşadığı bölgeydi . Bu bölge “Türk Mahallesi” olarak bilinirdi ve muhtarı Türkler tarafından seçilirdi. 1974’ten sonra Lapta’daki eski Türk Mahallesi dışında kalan 6 mahallenin (muhtarlığın) isimleri Lapta Türk Belediyesi tarafından değiştirilmiştir .

Kasabanın çalışan kesiminin büyük bir kısmını memur ve işçiler oluşturmaktadır. Geriye kalanlar ise turizm sektörü ve küçük sanayi işletmelerinde çalışmakta veya tarım , hayvancılık ve balıkçılık ile uğraşmaktadır.